Thursday, April 11, 2013

ENDÜLÜS'TEN PORTEKİZ'E NİSAN 2013 1. GÜN MALAGA

Atlantik Okyanusu

Daha önceki yayında 2013 Programının İspanya ve Portekiz'i kapsayacağını söylemiştim. 2012'de bizim grup "Trio" ile Endülüs'ün büyük şehirlerini gezmeye karar verdik. İspanya'nın Endülüs Eyaletini gezeceğiz, oradan da Portekiz'e geçeceğiz diye plan yaptık. Her motorcunun hayalinde olduğu gibi bizim de hayalimizde : Alpleri gezmek, okyanusa ulaşmak, Nordkapp en kuzeye gitmek, Route 66 ve  Nirvana'ya ulaşıp Katmandu'ya gitmek vs gibi rotalar vardı. 2012 Eylül'ünde Alplerle başlayınca, hayal serimize devam edelim, okyanusa ulaşalım dedik.

Rotanın Güzellikleri 

Bir kere hava Nisan'dan itibaren hep güzel, ikincisi THY'nin Malaga'ya direkt seferi var, üçüncüsü motor kiralamak kolay, Sierra Nevada dağlarının rotaları muhteşem, bir de dünyanın en etkileyici tarihi ve kültürel miraslarından biri oradaki şehirlerde. Lezzetlerden, şehirlerden, flamenkodan, asfaltın kalitesinden henüz bahsetmedim bile...




Bu linkten rotayı interaktif olarak takip edebilirsiniz

https://mapsengine.google.com/map/edit?mid=zAL_JZYNPE5U.koOeaE08XF4E



Takvim

Trio'nun bir üyesi Chicago'da yaşıyor, diğer ikisi İstanbul'da. Alplerde Halil bizim programımıza bu sefer de biz onun programına uyduk. Bu sefer Nisan ayında bir program yaptık. Tam 9 ay öncesinden uçak biletlerimizi aldık, motorlarımızı kiraladık ve gün saymaya başladık.

Forza Trio

Forza Trio adında google+ ta kendimize bir grup kurduk ve teker teker şafak saymaya başladık. Bu konuda her zamanki gibi Halil bizi yönlendirdi. 90 günden itibaren hergün bir mail attık. TR Plakalarından itibaren de  plaka ve şafak saymaya başladık. Günler gerçekten çabuk geçiyormuş, sayarken öyle değildi ancak şimdi gelip geçtikten sonra anlıyorum.

Sayılı günler çabuk bitti, Halil Chicago'dan döndü, günlerimiz yaklaştı bizi hazırlık ve bir terslik çıkmasın stresi aldı. Çok şükür hiçbir terslik çıkmadan, uçuş gününe hazırlıklarımızı yapıp, sabah erkenden bir minibüse doluşup havaalanı yolunu tuttuk. Bir taraftan günün geldiğine, bir terslik çıkmadığına seviniyoruz, bir taraftan rüya gibi bir tatilin başladığına inanamıyoruz, bir taraftan ailelerimizi bırakmanın hafif bir burukluğu var. Tarifsiz duygular ve heyecanla havaalanına indik.

THY Lounge

Sabah THY lounge girdik, güzel bir kahvaltı yaptık. Burası servisi ve kalitesiyle gerçekten muhteşem bir yer. Dünyada bu kadar rahat edilen lounge sayısı azdır.  Kahvelerimizi yudumlarken Malaga'da Costa Del Sol havaalanı ile makineleri teslim alacağımız IMT ve kalacağımız otelin Holiday Inn uzaklıklarına baktık. Otel Havaalanına 2 km, IMT otele 2,4 km. Herşeyi yürüyerek halledebilecek durumdayız.

Uçuş saatimiz geliyor, heyecanla uçağımıza biniyoruz. Bilet görevlisi üçümüze acil çıkışı vermiş, güzelce kurulup başlıyoruz sohbete. Bizim Halil sivil pilot, yani Amerika'da pilotluk eğitimi aldı ve tek başına uçuşlarını yaptı. Sertifikasını aldı. Başlıyor bize uçuş dersleri vermeye. Burun ve kuyruk rüzgarından başlıyor, iniş, kalkış, ticari uçuş, sivil uçuş, tek motor, çift motor. Kuleyle haberleşme, good evening ladies and gentlemen, this is your captain speaking... 4 saatlik yolu geyik muhabbetiyle bitiriyoruz.

Costa Del Sol

İspanya'nın en yoğun havalimanlarından birine iniyoruz. Normalde burası milyonlarca turist ağırlar ancak hem zaman çok erken 12 Nisan hem de avrupada büyük bir kriz var. Havaalanında in cin top
oynuyor. Çıkışta bir taksi tutup eşyalarımızı koyup otelin yolunu tutuyoruz, şoför mesafe çok kısa her durumda 15 Euronuzu alırım diyor. Peki deyip, valizleri yüklüyoruz. Taksiye binmemizle inmemiz arasında 5 dakika geçiyor. Odalarımıza yerleşip, IMT ye gitmek için buluşacağımız saati bekliyoruz. Öğleden sonra saat 14:00 gibi otelden çıkıp, kiralama şirketi IMT ye doğru yola çıkıyoruz. Google otelden 2,4 km gösteriyor. Tarifi de vermiş. Yürüyerek yoldan karşıya geçiyoruz. Google maps tarifine göre adrese gidiyoruz ancak burası başka bir yer. Etrafta insanlara sormaya çalışıyoruz ancak nerdeyse kimse İngilizce bilmiyor. Bir yerde lüks bir araba kiralama şirketi görüyorum, içeride çok lüks mercedesler ve jipler var. Selam verip giriyorum adam neredeyse native konuşuyor. Bize adresi internetten tekrar buluyor, sonra da "bu adres biraz karışık ben sizi götüreyim" diyor. Biniyoruz özel yapım bir mercedes amg'ye. Konuşurken bir dutch olduğunu Amsterdam'da doğduğundan bahsediyor. Bizi IMT ye kadar bıraktı. Böyle bir ilgi beklemiyorduk, adını öğrenme fırsatı olmadı, kendisine çok teşekkür edip ayrıldık. Bizi IMT den Tomas karşıladı, makineleri teslim etti bir kaç form imzalattı, göstergeleri nasıl kullanacağımızı gösterdi.

BMW F 700GS

Makineler 2013 Model, yepyeniler,  Tipi 1200 GS ye benziyor, sürücü değerlendirmelerinde neredeyse 10 üzerinden 10 almış. Eskiden kız motoru derlerdi. Şimdi çift silindir yapmışlar. F 800 GS le aynı hacimde. Bizimki de tam bir test sürüşü olacak. 6 gün bu aletleri kullanacağız. Montlarımızı ve kasklarımızı giyip, Tomas'a veda ediyoruz. Bir turuncu iki lacivert var. Halil turuncuyu alıyor, bugün Malaga'da dolanacağız. Makineleri sevdik, hem hafif, hem atak, hem de güzel görünüyorlar. Ayrıca çantalar da işimizi görür büyüklükte. Eski 650 GS ler, çok titreten, zayıf performanslı, 120 nin üzerinde fevkalade keyifsiz, nispeten iyi yakan makinelerdi. Yenilerde çift silindir hem performansı artırmış, hem titremeyi azaltmış, hem de çok az yakıyor. Yüksek performans isteyen 800 cc ya da 1200 cc makine alsın ancak bence 10 üzerinden 10 u hakeden bir performans sergiliyor.

İnternetten yaptığınız bir aramayla her ülkede bir sürü motorsiklet kiralama şirketi buluyorsunuz. Bir kaç mailleşmeden sonra bir form gönderiyorlar. Onu doldurup imzalayıp gönderiyorsunuz. Bu sırada bir miktar kapora istiyorlar. Avrupa ülkelerinde şimdiye kadar bir sorun çıkmadı, biz iki kiralamada da çok memnun kaldık.

Makineleri alıp, Malaga şehir turuna başladık. Limana doğru sürdük. Makinenin üstündeyken, başka bir insana dönüşüyoruz, gerçekten kendimizi buluyoruz. Bu tarifsiz duyguyu şimdi anlatamıyorum.

Trafikte ilerlediğimizden bizim için çok cazip bir rota olmuyor tabii ki, ancak hem ses sistemlerimizi test edip hem de makinelere alışmak açısından çok faydalı oluyor. Limana yakın sahil boyu ilerleyip bir yerde yemek yiyelim diyoruz. Saat 16.00 civarı bu saatte fastfoodcular dışında kimse açık olmaz. Deniz manzarası eşliğinde birinin bahçesine oturup bir şeyler yiyoruz. Free wi-fi var :-)

Kimileri yürüyüş yapıyor, kimileri bisiklete biniyor, insanlar güneşin tadını çıkarıyor. Güneşin sıcaklığı içimizi ısıtıyor, tatlı bir rüzgar eşlik ediyor, tatildeyiz, ne güzel!

Karnımızı doyurduktan sonra biraz yürüyüş yapıyoruz, sonra yorulduğumuzu hissedip  otele geri dönüyoruz., Biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için Plaza Marques de Larios'a geliyoruz. Burası Malaga'nın en merkezi caddelerinden biri.

MARGARITA

Benim canım pizza çekiyor, bir italyan restoranı bulup oturuyoruz ve herkes bir margarita söylüyor, afiyetle yiyoruz. Böylelikle 3 gün boyunca artık yemekten bıkacağımız ve 'Söz veriyorum artık 1 sene pizza yemeyeceğim' yeminiyle bitecek margarita maceramız başlıyor :-)

Yemek için sayısız alternatif var, mezeler, balıklar, etler, makarnalar, çin, japon, italyan mutfakları ne ararsan var. Niye ilk üç gün pizza tercih ettik bilemiyorum. Herhalde düşünmediğimiz için :-)

İtalyan restoranında arkadaşlara iphonedan bir kaç video gösterip, telefonu masanın üzerinde bırakmışım. Akşam 24.00 gibi otele geldik. Odaya çıktığımda telefonun olmadığını farkettim. Ahmet'in telefonundan numaramı aradık, birisi yarım yamalak bir ingilizceyle telefonunuzu mu kaybettiniz ? dedi ve kapattı. Bir kaç kez daha denedim ancak ulaşamadım. Canımı sıkmadım, belki restorandadır ve sahibi almıştır, sabah alırız dedim, yatıp uyudum. Gece Ahmet'i aramışlar, telefon burada gelin alın demişler, Ahmet gece o saatte kalkıp restorana kadar gitmiş ancak adamlar kapatmışlar.

Ertesi gün sabah erkenden yola çıkacaktık ancak telefon kaldığı için beklemek durumunda kaldık dükkanlar saat 12:30 gibi açılıyor. Mecburen bekledik. Restoranın yanındaki cafe açıktı, oturup kahve içip bekledik. Adam geldi, ben selam verdim, ha siz miydiniz? dedi ve raftan telefonu alıp bana uzattı.

Malaga'da insan ilişkileriyle ilgili peşpeşe güzel örnekler gördük. Güvenli, yardımsever, ilgili insanlar.






1 comment:

  1. Savaş Abi,yazıları okudukça turu tekrar yapıyorum sanki.İspanya herşeyiyle unutulmaz TRİO klasikleri arasında yerini aldı.Kuzey seferin de longe a ben gireceğim sıra ben de.Halil e Norveç de margarita ısmarlarız :))

    ReplyDelete