Wednesday, April 17, 2013

ENDÜLÜS'TEN PORTEKİZ'E 7. GÜN RONDA-CEBELİTARIK-MALAGA 239 km

DÖNÜŞ YOLU

Bu sabah erken kalktık yolumuz km olarak çok değil ancak hem makineleri verecek olmanın endişesi hem de yorgunluktan erkenden kalkıp yola koyulalım diyoruz.

Kahvaltıyı otelde yapıp kısa bir yürüyüşe çıkıyoruz. Ronda'nın seyir alanından bakınca tüm vadinin sisle kaplı olduğunu görüp foto çekiyoruz.


Daha sonra ağır adımlarla otele dönüp hazırlıklarımızı yapıp yola koyuluyoruz. Hava oldukça serin. Ronda'dan çıkıp Cebelitarık'a doğru giderken sisin yol boyu devam ettiğini görüyoruz.


İnanılmaz bir manzara var, bulutlar sanki deniz gibi gözüküyor. Durup mutlaka poz almalıyız diye düşünüyoruz.

Bir zaman sonra ciddi üşüdüğümüzü farkedip durup bir şeyler giyiyoruz. Dağdan indikçe hava ısınıyor. Buradaki yollar hala harika.

Yolda çok güzel köyler, kasabalar görüyoruz. Hatta birinde durup mola veriyoruz. Hava çok güzel, bir kafe bulup oturduk, bir turist kafilesi oturmuş harika manzarayı izliyorlar.








Ronda'dan Gaucin'e yol harika, yüksek dağlar, keskin virajlar, muhteşem manzaralar var ancak Jimena de La Frontera'ya geldiğimizde artık standart köy yollarında ilerliyorsunuz. Aslında bu da harika ama standartlarımız Alpler ve Ronda'dan sonra yükseldi.

Los Angeles adlı bir kasabadan geçiyoruz, burası Almoraima ve Castellar'a çok yakın. Ne yazık ki Castillo de Castelları detayıyla gezme gibi bir zamanınmız yok. Bu sebeple Gibraltar'a yani Cebelitarık'a devam.

Hava bu köy yollarında kapanıyor, artık güneş yok, bulutlar tüm gökyüzünü kaplamış. Nemli ancak bunaltıcı da değildi. Güzel köy yolları arasında devam ediyoruz.

CEBELİTARIK

Bir kaç saat sonra Cebelitarık'a giriyoruz, bu dağın ihtişamı gerçekten çok etkileyici. Cebelitarık özerk bölgesine giriş için gümrükten geçmeniz gerekiyor. Aslında vize alınması gerektiğini bilmiyorduk diyebilirim.

Gümrüğün girişinde her zaman uzun bir kuyruk var. İspanya tarafından İngiliz tarafına geçişlerde vize uygulanıyor. Hem ingilizler hem de ispanyollar. Biz aradan bir yerden vize kontrolüne kadar geliyoruz. O kadar çok insan var ki anlatamam. Ben bir grupla geçiverdim ancak diğer iki arkadaş kaldılar. Ben sağa çekip bekledim, arkadaşlar biraz sonra bana seslendiler seni de çağırıyorlar diye. Ben de motoru bırakıp yürüyerek polisin yanına kadar geldim.

Daha sonra vize almanız lazım, geçiş izniniz yok geri yok dediler biz de döndük. Burası şimdiye kadar gezdiğimiz klasik güney ispanya şehirlerinden hiçbirine benzemiyor. Metropol gibi yoğun, karmaşık, stresli. Bu sebeple Cebelitarık ziyaretini çok uzatmadan dönme niyetindeyiz.

Zaten kalabalık, ve keşmekeş, her yer insan dolu, park edecek doğru dürüst bir yer yok. Her yerde polisler ceza kesiyorlar.

Burger King'te bir şeyler atıştırıp Malaga yoluna devam ediyoruz. Artık otoyolda ilerliyoruz. Bu seyahat bizim için bitmiştir.

Anayoldan Malaga'ya girince önce otele sonra da IMT Bike kiralama şirketine uğrayıp motorlarımızı teslim ettik.


Garajda yeni bir GS 1200 olduğunu görüp hemen test ettik. Bir de bize çok hoş davranan Tomas'la fotoğraf çektirip otele geri döndük.


Ertesi gün geri dönüyoruz. Çok şükür kazasız belasız turumuzu tamamladık.

2014 planını Norveç'e yaptık. İspanya'dan çok güzel anılarla döndük.


No comments:

Post a Comment