Monday, May 10, 2010

ILK KEZ TEK BASIMA UZUN YOL (Eskişehir)



08.05.2010 Cumartesi saat 11 00 - 11 30

Bugun cumartesi Eskisehire gitmek uzere motorumla saat 10 15 de yola ciktim. Ortalama 120 km hizla sapancaya geldim. Evden buraya tam 100 km su anda saat 11 00.

Motorum Honda ST 1300 Pan European. Su anda 7.000 km de. Ben 4.000 de almistim.

Basta biraz korkuyordum tek basina yola cikmaya sonra bir cesaretle, ve kuzucugumu gorme sevkiyle yola ciktim.



Her zaman yapilacak ise bir misyon eklenir ya, bu keyif olsa bile boyledir. Benim motorla Eskisehire gitme nedenim de kizimi gormek. O, dun annesi ve dedesiyle Eskisehire gitti ben bugun motorla onu gormeye gidiyorum.

Su anda elim ve ayaklarim karincalaniyor. 30 dakika mola verecegim sonra yola devam.

Yolda arabalardan daha hizli oldugumdan bir sorun cikmadi.

Sadece giselerden ciktiktan sonra dikkatle saga gecerken emniyet seridinden bir kamyonun arkasindan bir peugeot 206 cikti adamla bayagi bir yaklastik. Zaten zikzak cizen magandalardan biriymis.


Motoru nerdeyse hiçkimse bir arac olarak gormuyor. Öldürseler, motora binmeseydin diyorlar.

Bir de Gultepe tuneli cok karanlik gunes gozluguyle cok az ayrinti gorebildim.

Hava guzel henuz asiri sicak degil. Yol guzel bakalim hayirlisiyla yavas yavas gidecegim.


Buradan sonra 220 km var. Simdi Shell tesislerinde durdum benzin aldim. Goren hemen ilgi gosteriyor, bu motoru kaca aldin abi? En cok kac hiz yaptin? Vs vs

Simdi keyifle cayimi yudumlayacagim.


Saat 11 40 gibi tekrar yola ciktim hava hafiften isiniyordu yol kivrila kivrila donuyordu burada biraz hiz yapip 200 km/s ye ciktim ancak konforlu degil her sey titremeye basliyor. Muhtemelen on ruzgar camindan da kaynaklaniyor.

Pan limitlerini zorlarsaniz da konforlu bir motor ama en iyi hiz bence 120 - 150 km/s arasi gercekten cok konforlu bir hiz hem arkadan sikistiran olmuyor hem de titremeye baslamiyor.


Bugun hava biraz ruzgarliydi titremenin ruzgarla da ilişkisi var tabii.

Pamukova girisinde Bilecik yoluna baglandim fevkalade sakindi OGS yi cebimden cikarip tekrar cebime koyabildim yoksa OGS yi on cama sikistirabilmek icin her seferinde saga cekmek durumunda kaliyorum.


Bilecik yolu cok keyifli bir yol olmus yesil daglarin arasinda guzel virajlarin oldugu trafigi sakin bir yol. Bir suru fotograflik manzara vardi ancak uzun yol acemisi oldugumdan hepsini kacirdim.


Sapancadan sonra Eskisehire 212 km var. Sapancadaki moladan sonra hic durmadan Eskisehire kadar kullandim. Bozuyukten sonra yol bozuluyor ama yine de fena sayilmaz.

Pamukova Bilecik arasi yeni yol oldugundan yolda cok az puruz var insaatin devam etmesi nedeniyle bazi yerlede yol tek serite dusuyor ancak kisa mesafe oldugundan sorun yok.


Hava sicakti biraz bunaldim mont ve pantolonu ekonomik olsun diye mevsimlik aldim aslinda astarini takinca kislik oluyor, sonucta su ve hava gecirmiyorlar sadece hava veriyor ama almiyor. Bu sebeple cok terliyorsunuz.

Sonucta duzenli ruzgar yemek cok sagliksiz bir sey her tarafiniz agriyor. Bu sebeple sporcu icligi ve balaklava dahil her seyi giydim. Bayagi bir sicakladim. Sapanca ve Pamukova oldukca nemliydi. Neyseki tuneller imdada yetisti insan yeni tunellerde guzel serinliyor.


Eskisehire yaklasinca trafik artti dikkatimi ceken sey herkes benimle yarismaya cikiyor ozellikle luks arabalar.Cekmekoyde kirmizi cabrio bir mazda, otobanda sayisiz mersedes, pamukovada beyaz bir sahin, bozuyukte bir fiat doblo ayrica esya yuklu bir ford transit kamyonet Eskisehirde siyah bir Audi A6 hepsi yaristilar. Hepsine yol vermeye calistim, eger yol bossa basip gectim tabii ki.


Ozellikle ford transit kamyonet cok sasirticiydi adam o yukle yokus asagi 160 kms gidiyordu.Yol biterken insanin sabri tukenir ya ben o hale dusmemek icin cok dikkat ettim.


Cok sukur sag salim saat 13 40 gibi Eskisehire geldim. 3 saatte toplam 314 km yapmisim.Esimin ve evdekilerin hem gelecegimden hem de motorla gelecegimden haberleri yoktu. Olsa kayinvalide ve peder panik yapiyor olabilirlerdi. Kapiyi gunun hediyesi benim cok seker, cok kaymakli cok nazli kizim acinca butun yorgunlugumu unuttum.

Opusup koklasip trt cocuk izleyip biraz bir seyler yedikten sonra Kent Parka gittik. Burada kendimi her seferinde avrupanin guzel parklarindan birindeymisim gibi hissediyorum. Guzel yuruduk ter antremani gibi oldu. Acildigimi hissettim. Yoksa insan yigilsa kalsa yeridir surekli ruzgar yiyince giyinmis olsaniz bile her tarafiniz agriyor.


Aksam mukafat olarak Eskisehirin termal hamamlarindan birine gittik guzelce yikandik inanilmaz yorgundum tum yorgunlugum gitti.


09.05.2010

Pazar gunu saat 10 00 kadar uyudum. Kalkip hep beraber kahvaltı yaptik camdan bakinca havanin hem kapali hem de cok ruzgarli oldugunu gordum.Bizimkiler bir sey demediler ama yine de nasil donecegim konusunda endisliydiler. Annem olmazsa bir yere ceker beklersin dedi.


Neyse saat 11 30 oldugunda ruzgar daha da artti ben de evdekilerin endisesi daha da artmasin diye hemen hazirlanip asagi indim. Kizim dedesi ve dayisi da asagi indi kizimin eline kucuk bir bardak su vermisler babanin arkasindan dok diye. Motoru cikardik, ustumu giyindim ve hemen yola koyuldum, kizim arkamdan suyu doktu ve baybay yapti.


Babam biraz kizmisti ama belli etmiyordu biran once eve gidip onlari aramaliydim aksi gibi cep telefonunun sarzi da bitiyordu.


Eskisehir cikisina kadar sakin ilerledim, sonra Shell in oradan bir grup motosikletli cikti 6-8 kisi civarinda touring motorlari olan bir gruptu. Bir kisi supersportla eslik ediyordu, 2 tane pan european vardi.


Onlarla yol boyu takildim iclerinde 34 plakali olan bir motoru gorunce onlarin da Istanbula gidecegini dusunup sevindim. Biriyle yolda yan yana konusmaya calistik ama gurultuden birbirimizi duyamadik.Bozuyuke kadar birlikte gittik birarara yolda yagmur ciseledi. Kisa bir zaman sonra durdu. Yagmurda surmek sorun olmuyor ama gorus mesafesi kisaliyor ayrica cok dikkatli fren yapiyorsunuz. Bu yuzden sansliyim.

Bozuyukte cevre yolu girisinin 2. Isiklarinda grupla yanyana durmaya calistim ondeki grup kirmiziya aldiris etmeyip beni birakip gittiler. Arkadaki 3 lu ile kirmizida konusma firsati oldu. Domanice gidiyorlarmis.


Sonra gerideki uclu de yesil isik yaninca basip gittiler, Bozuyuk cevre yolu genis olmakla birlikte bence asfalt kalitesi dusuk bir yol. O yolda arkalarindan 150 kms ile yetisemedim dusunun artik muhtemelen o virajlari 200 kms ile aliyorlardi.

Cevre yolundan otobana baglandim nedense bozuyuk cevreyoluna alerjim var. Eskiden cakil dolu asfalt bir yoldu biraz kenardan gitseniz araba kayacak diye endise ediyordum ayrica bir kamyonun arkasindan gitmeyi aklinizin ucundan bile geciremezdiniz. Simdi asfalt dokmusler cakil kalmamis ama bilincaltim o yoldan korkmaya devam ediyor.


Yeni yola baglaninca rahatladim kamyonlar yol arkadasim. Yol kivrilarak ilerliyor asfalt kalitesi yuksek. Burada tek korktugum sey patlamis kamyon lastigi parcalari.

Bazen buyukce bir parcaya denk geliyorsunuz.


Donuste biraz yavas gidip yolun keyfini cikarayim dedim ancak sicak ve nem sebebiyle serinleme icin hizli geldim.


Yolda foto cekmek icin bir kac tane cok guzel manzara var. Tren tunelleri, Mekece koprusu, Mekece golu, yol boyu ekin tarlalari.Sadece bir yerde durabildim sicak basima gectiginden donerken az daha motoru deviriyordum. Ancak ucuz atlattim. Motoru stop ettirmeden bir kac foto cekip yola devam ettim.


Bu sefer basima bir is gelmedi ancak bir yerde yol tek seride dustu onde yavas bir kamyon var arkasinda konvoy bunlari geceyim derken az daha bir minibuse burun buruna gelecektim. O kadar da yolu kontrol ettim guya tam sola gececekken son saniyede gelen minibusu gorup kendi seridimde kaldim, Allah korudu.


Bir yerde de sabirsizlik gosterip yine tek serit bir yolda tum ahaliyi sollamisken yol birden saga kendi tarafina dondu ben en disarida kaldim. Yol saga kendi kismina geciyor ben diger tarafta solda kaliyorum. Bunu da ucu atlattik.Bir de bir kac asfalt kiriliminda dengemi saglamak kolay olmadi. Iki yolu birlestirmisler bir yol digerinden 3-4 cm daha yuksekte. Yuksek hizda bunlar bile mesele oluyor.


Ilk molami Ismailin Yeri'nde verdim tam ogle vaktiydi ustumu cikardim, elimi yüzümü yıkadım o kadar iyi geldi ki, cizmenin icinde ayaklarim haslanmis.

Namazdan sonra bir meyve suyu kan sekeri icin, 2 kucuk su tansiyon icin, 2 cay keyif icin ictim kendime geldim. Bu sirada motorun on camina yapisan sinek olulerini gorevli yikayip sildi. Klasik sorusunu da sordu abi bu motor 30 bin TL var degil mi?


Caylardan sonra tekrar yola koyuldum, hava acaip nemli sirtim hemen sirilsiklam oldu. Giderken farkettim benzin bitmis 1 km ilerideki Shell den benzin aldim sonra hic durmadan yola devam ettim.


Yol fevkalade keyifli 140 kms ortalamayla hep en sol seritte onunuz hic tikanmadan, tunellere kadar geliyorsunuz.


Sapancada ruzgar siddetlendi hizimi da 160 - 180 kms arasinda ayarladim cunku Ankara Istanbul otobaninda trafik kontrolu olmadigindan herkes basiyor.

O ruzgarda bile Pan bana misin demedi, masallah cok dengeli alet agirligi 304 kg, o hizla yola yapisiyor ruzgar motoru degil ama beni rahatsiz etti, ancak zaten tunellere kadar hizli gidebilirdim, tunellerde yol iki serite dusuyor ve trafik tikaniyor.


Sapancayi hizli gecince sirasiyla Gultepe, Korutepe tunelleri, sonra korfez, derince, dilovasi buralari dikkatlice ve orta seritte ve daha dusuk suratle ortalama 120 kms ile gectim. En sol seritte sikilan araclar surekli selektor yapiyor hem de beni aractan saymadiklarindan dibime kadar giriyorlar.


Korfezden gecerken kendinizi bilgisayar oyununda gibi hissediyorsunuz hani sol taraf ucurum ve deniz sagda daglar var bir de Nuh Cimentonun dev binasi ayni oyunlardaki yapilara.Ruzgar hizini yol boyunca kesmedi ben de eve biran once varma hevesiyle gazi kesmedim.


Dilovasindan oldum olasi korkmusumdur bence Korfez - Dilovasi arasini yeniden yapmalilar. Dilovasi fizik kanunlarina aykiri bir yol, hem cok kivrimli hem sola ve saga egik, hem de inip cikiyor. Yogun trafikte hizli giderken birden insan limitini zorlayan bir dikkatle o yolu geciyorsunuz.


Kimyasal fabrikalarinin pis havasi, carpik sehirlesme, dev bacalar, burasi artik Turkiyenin en onemli otobaninin guzergahindan cikmali.

Neyse bir ayetel kursi esliginde dilovasinin yokusunu cikip icimden bir oh cekiyorum, sol seritte yine bir suru sabirsiz, dikkatsiz adam.

Gebzeye gelince ruzgar daha da siddetlendi artik yuksek hizda titretiyor ben yine de 180 kms ortalam ile en sol seritte gidiyorum. Duz yolda benimle ancak bir motor yarisabilir.


Istanbul girisinde solda viaportu goruyorum Ankara yonunde viaport yolun altinda kaliyordu Istanbul yonunde bizim tarafin daha alcak oldugunu farkettim sasirdim.

Yol beni fazla yormadi giselerden once durup OGS yi yerlestirdim, pamukova girisinde okutmadigimdan en yuksek ucreti aldi, hayiflandim. Su alet montun cebinden de okusaya?


Giselerden sonra Dudullu sapagindan eve kivrildim. Yuksek hizdan sonra sehir trafiginin hizina ayak uydurmak bir garip geliyor. Trafikte dolmus ya da belediye otobusleri, sizi dikkate almayan otomobiller ve yayalarla ugrasmak bana gore degil, ben uzun yolun adamiyim. Aninda sinirleriniz tepenize cikiyor.


Eve gelince sukrettim, guvenlik guleryuzle kapiyi acti. Evin onune parkettim. Fazlaca sikismisim ancak yolda farketmedim heyecandan olacak. Herseyi cantalara tepistirip aceleyle eve ciktim. Saat 15 00, molalar dahil 3,5 saatte gelmisim. Hemen Eskisehiri aradim haber verdim.


2 gunde toplam 625 km yol yaptim. Aksama dogru bir isim dolayisiyla Viaporta gitmek icin tekrar asagi indim, motoru ters egimli bir yere birakmisim ugrastim cikaramadim, gucum kalmamis, ayrica bunu bir isaret olarak algiladim. Arabayla devam ettim. Eee ne demisler horoz olmus gozu coplukte kalmis. Bizdeki motor aski boyle bir sey.


Dostlar bir dahaki yol macerasinda gorusmek uzere...

Savas